Masumiyet Müzesi Orhan Pamuk'un yıllar evvel okuduğum ilk ve son kitabı oldu. Sevemedim, ısınamadım, belki de çok büyük umutlarla okumaya başladığım için hayal kırıklığı yaşadım. Kitabı okuyanların çok iyi bildiği, son sayfasında bileti olan gerçek Masumiyet Müzesi'ni ziyaret edene dek sürdü bu hayal kırıklığım. Füsun'un yaşadığı Çukurcuma sokaklarındaki o pembe evi gördüm, Kemal'in akla hayale sığmayacak aşkına tanık oldum, bölüm isimlerinden oluşan sıralama ile kitabı yeniden okumuşçasına heyecana kapıldım ve bir insanın bir insanı yere fırlatıp attığı dondurma külahını bir müzeye koyabilecek kadar sevebilişine hayret ettim.
Füsun'un elbiseleri, tokaları, içtiği sigaraların izmaritleri, Fusun'un ayakkabısı, Fusün'un ruju... Ve daha niceleri var o müzeye dönüşmüş ve yaşanmışlıklarla dolu o evde.
Son katına vardığımda artık kalbim sıkışmaya başlamıştı. Son katta bizi koskocaman bir şok bekliyor çünkü. Gidin görün ve orada yaşadığımız hissiyat bize kalsın.
Orhan Pamuk'a önyargılı yaklaştığım için üzülüyorum aslında. Şimdi ise aklımdan diğer kitaplarını edinmek, birkaçını daha okumak ve ona göre bir sonuca varmak geçiyor.
Bunlar da müzeden birkaç fotoğraf:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder