"You break my heart son. All my life I've stood up to everyone and everything, because it made me feel important."
Kadın Kokusu aslında 1974 yapımı İtalyan filmi Profumo di Donna'nın yeniden çekilmiş hali. Ama biz şimdi 1992'ye gidiyoruz ve bu filmin Al Pacino'lu versiyonunu izliyoruz. Kadın Kokusu, bir hata sonucu gözlerini kaybetmiş emekli yarbay Frank (Al Pacino) ile lise öğrencisi Charlie'nin (Chris O'Donnell) hayatlarının kesişim noktasını anlatıyor. Al Pacino'ya bir kez daha hayran olmama neden oldu, çünkü bu performansıyla izlediğim en iyi görme engelli film karakterine hayat verdi hem de hayatının ilk ve tek Oscar'ını aldı. Al Pacino bu role hazırlanabilmek için 6 ay körler okulunda kalmış, bir süre sonra sabit bir noktaya bakmaktan dolayı gözleri bozulmuş ve gözlük kullanmak zorunda kalmış.
O kadar etkilendim ki, bu da benim için yeniden izlenebilir filmler arasında yerini aldı. Basit bir senaryo ve kurgu olsa dahi Al Pacino'nun müthişliğinden dolayı filmi izlediğime pişman olmazdım ki bu oyunculuğa kurgu, görsellik, iyi bir soundtrack ve tango eklenince bir filmden daha fazlasını bekleyemem diyorum.
Bu o meşhur tango sahnesinden. (https://www.youtube.com/watch?v=F1ctv7Thtw4)
Hayatına sona vermekte kararlı olan bu adamın yapmak istediği son şeylerin arasında güzel kokan bir kadınla tango yapmak olduğu gibi medeniyetin kalbinde (Waldorf Astoria/NY) birkaç gece kalmak, iyi bir yemek yemek de var. "Tangoda hata olmaz, tango hayata benzemez. Basittir, bu yüzden muhteşemdir."diyor kör olmadan önce her şeyi yeterince gördüğünü söyleyen Frank.