En Kısa Gecenin Rüyası Shakespeare'in komedi türündeki en meşhur oyunu. Oyun içinde oyun söz konusu, ana temanın yanına bir de Atina halkının sergileyeceği tiyatro oyunu katılmış ve Shakespeare bu noktada sınıf farkına dikkat çekerek toplum eleştirisi yapmaktan geri kalmamış. Oyun bittikten sonra hemen ertesi sabah, daha kahvaltı bile yapmadan rafımdan alıp Bir Yaz Gecesi Rüyası metnini okudum. Böylece bir anda oyunun 3 halini birden görmüş oldum.
Oyunla ilgili kısa kısa yorumlar yapacağım. Öncelikle DT'dekinden birçok açıdan ayrılıyor. Dekor neredeyse hiç kullanılmamış, buna rağmen o ufacık sahnede olup biten ne varsa dekor varmışçasına seyirciye aktarıldı. Kostümler başarılıydı. Oyunculuklara söyleyecek olumsuz hiçbir şeyim yok. Melis Birkan ve Mert Fırat o aptal ve karşılıksız aşık rolünü mükemmel çevirdiler. Thesesus rolündeki Timur Acar için de mükemmel bir iş çıkardığını hatta akşamın yıldızı olduğunu söyleyebilirim.
Hep Shakespeare oyunlarının sıkıcı olduğunu, uzuuun tiradlar ile insanları bıktırdığını söylerler. Aksine, oyun öyle hızlı ve canlı aktı ki, atılan uzun tiradlar ve başı sonu belli olmayan cümleler bile hızla anlam kazandı.
Moda sahnesi, sahne düzeni olarak daha önce gördüğüm sahnelerden farklı. Sahne ortada ve seyircileri A blok ve B blok olarak iki yana yerleştirmişler Oyuncular da ona göre iki yöne bakarak da oynadılar.
Ah, afişe biraz olsun baksaydım sadece o eşek kafasından Bir Yaz Gecesi Rüyası olduğunu anlayabilirdim. Yaptığım hatadan pişman olduğumu söyleyemem. Levent Üzümcü'yü de Devlet Tiyatrolarından uzaklaştırılmadan evvel izleme fırsatı elde etmiş oldum böylece iki büyük oyuncuyu aynı rolü devleştirirken seyredebildim.
"Senin erdemin benim ayrıcalığım
Çünkü bana göre bütün dünya sensin
Yani nasıl yalnız olurum bütün dünyanın
Gözü bana çevrilmişken?"
Yani nasıl yalnız olurum bütün dünyanın
Gözü bana çevrilmişken?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder