13 Temmuz 2016 Çarşamba

Tespih Ağacının Gölgesinde

Bülbülü Öldürmek, okuyanların birçoğunda derinden izler bırakmış, birçoğunun en sevdiği kitaplardan birisi olmuştur bence. Bu benim için de geçerli. Harper Lee 55 yıl aradan sonra Jean Louise Finch'in hikayesini devam ettirip kitapçıların raflarında yerini bulduğunda epey şaşırdım zira geçtiğimiz yıl Bülbülü Öldürmek'i bitirirken ikinci bir kitap daha geleceğini tahmin bile etmemiştim. Birkaç gün evvel büyük heveslerle okumaya başladığım, ilk 100 sayfası su gibi akıp giden fakat sonlara doğru içimi sıkan kitap, Bülbülü Öldürmek'in hissettirdiklerini pek de hissettiremedi bana. Haksızlık etmek istemiyorum ama benim gibi düşünen birçok insan olduğuna inanıyorum. 
Bülbülü Öldürmek'te küçücük bir kız çocuğu olan Scout'u kendime öylesine benzetmiştim ki, 20 yıl aradan sonra Maycomb'a dönüşünde de kendimden izler buldum. Belki de kitaba haksızlık etmek istememe nedenlerimden birisi de budur. Bülbülü Öldürmek'te her şeyi Scout'un ağzından dinlerken burada üçüncü kişinin anlatması da işleri biraz karıştırmış açıkçası. Bülbülü Öldürmek'i çok seven ve büyüsünün bozulmasını istemeyenler varsa okumamalarını tavsiye ederim. Yine de kitap da öyle kısımlar var ki, biraz hayal kırıklığı yaratsa da sırf bu kısımlar için okumaya değer. Özellikle sonlara doğru Atticus ile Jean Louise arasında geçen "yanar dönerli" konuşma için. 

"Hemen hemen aşıktı Hank'a. Yo olanaksız bu diye düşündü: ya aşıksındır ya değilsindir. Aşk bu dünyada sarih olan su götürmez tek şey. Sevginin pek çok çeşidi var, tamam, ama hepsinde de "ya seviyorsun ya sevmiyorsun" önermesi geçerli."

"Şüpheler, güvensizlikler içinde doğmak ve hayatını bütün erkeklerin kötü yaratıldığı önermesine adamak."

"Bir adam sana, "İşte gerçek bu " diyorsa. Sende ona inanıyorsan, sonra da söylediği şeyin gerçek olmadığını keşfediyorsan, hayal kırıklığına uğrar ve bir daha onun tuzağına düşmemek için dikkat kesilirsin."

“Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.”
''Şunu da hep hatırla: Geriye bakıp, düne, on yıl önceye bakıp o günkü halimizi görmek her zaman daha kolaydır. Zor olan, şu anki bizi görmektir. Bu beceriyi edinebilirsen, yuvarlanıp gidersin.''


Not: Jem konusunda çok üzgünüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder