Bülbülü Öldürmek, okuyanların
birçoğunda derinden izler bırakmış, birçoğunun en sevdiği kitaplardan birisi
olmuştur bence. Bu benim için de geçerli. Harper Lee 55 yıl aradan sonra Jean
Louise Finch'in hikayesini devam ettirip kitapçıların raflarında yerini
bulduğunda epey şaşırdım zira geçtiğimiz yıl Bülbülü Öldürmek'i bitirirken
ikinci bir kitap daha geleceğini tahmin bile etmemiştim. Birkaç gün evvel büyük
heveslerle okumaya başladığım, ilk 100 sayfası su gibi akıp giden fakat sonlara
doğru içimi sıkan kitap, Bülbülü Öldürmek'in hissettirdiklerini pek de
hissettiremedi bana. Haksızlık etmek istemiyorum ama benim gibi düşünen birçok
insan olduğuna inanıyorum.
Bülbülü Öldürmek'te küçücük bir
kız çocuğu olan Scout'u kendime öylesine benzetmiştim ki, 20 yıl aradan sonra
Maycomb'a dönüşünde de kendimden izler buldum. Belki de kitaba haksızlık etmek
istememe nedenlerimden birisi de budur. Bülbülü Öldürmek'te her şeyi Scout'un
ağzından dinlerken burada üçüncü kişinin anlatması da işleri biraz karıştırmış
açıkçası. Bülbülü Öldürmek'i çok seven ve büyüsünün bozulmasını istemeyenler
varsa okumamalarını tavsiye ederim. Yine de kitap da öyle kısımlar var ki,
biraz hayal kırıklığı yaratsa da sırf bu kısımlar için okumaya değer. Özellikle sonlara doğru
Atticus ile Jean Louise arasında geçen "yanar dönerli" konuşma
için.
"Hemen hemen aşıktı Hank'a.
Yo olanaksız bu diye düşündü: ya aşıksındır ya değilsindir. Aşk bu dünyada
sarih olan su götürmez tek şey. Sevginin pek çok çeşidi var, tamam, ama
hepsinde de "ya seviyorsun ya sevmiyorsun" önermesi geçerli."
"Şüpheler, güvensizlikler
içinde doğmak ve hayatını bütün erkeklerin kötü yaratıldığı önermesine
adamak."
"Bir adam sana, "İşte
gerçek bu " diyorsa. Sende ona inanıyorsan, sonra da söylediği şeyin
gerçek olmadığını keşfediyorsan, hayal kırıklığına uğrar ve bir daha onun
tuzağına düşmemek için dikkat kesilirsin."
“Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan
inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.”
''Şunu da hep hatırla: Geriye bakıp, düne, on yıl önceye
bakıp o günkü halimizi görmek her zaman daha kolaydır. Zor olan, şu anki bizi
görmektir. Bu beceriyi edinebilirsen, yuvarlanıp gidersin.''
Not: Jem konusunda çok üzgünüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder