6 Nisan 2017 Perşembe

İKSV Film Festivali '17 "Paris Büyüsü"

Eğer Amerikan sinemasının klişelerinden, güç gösterilerinden, yakışıklı ve güzel oyuncularla dolu kadrolarından, sıkıcı müziklerinden, renksiz sahnelerinden sıkıldıysanız size bir önerim var! Paris Büyüsü. Rengarenk, sıcacık, komik ve mükemmel müziklere sahip bir film. Her zaman şehirleri ön plana alan, sıradan insanların hayatlarını gözler önüne seren gerçekçi ve dramatik filmleri sevmişimdir. Ancak Paris Büyüsü biraz da olsa fantastik ögeler içeren ve absürt komedi tadında bir film. Yine de dramatik ve psikolojik şeyleri de farklı bir bakış açısı ile ele alarak ve insanları gülümseterek anlatabilmek gerek bazen.
Aynı zamanda filmde başrolü paylaşan yönetmen Abel ve Gordon ikilisi bize kısa bir Paris turu yaptırıyor hatta Eyfel'in tepesine bile çıkıyoruz onlarla, Seine Nehri'nde vapura biniyoruz ve Paris'te yaşlı, biraz da deli halasını aramakta olan Fiona ile evsiz Dom'un hayatlarına bu şekilde tanık oluyoruz. Fiona'nın başına gelen her şeyi kabullenerek Martha'yı aramaya devam etmesi ve umudunu asla yitirmemesi gerçekçi ama bir o kadar da hüzünlüydü.Hayatın bize neler getireceğini asla bilemeyiz, bazen kaybettiğimiz şeyler bir şekilde bize yenilikler getirir, bambaşka insanlar buldurur. Belki de Fiona için, Dom öyledir. Sahneler öyle kesip kartopostala koymalıktı ki simetrisiyle ve renkleriyle biraz Wesley Anderson tadı aldım. Belki de o yüzden çok ısınmışımdır diyorum. Uzun zamandır kahkahalarla güldüğüm bir film seyretmemiştim. Festivallerde yakalarsanız bu hıphızlı ilerleyen filmi kaçırmayın derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder