2 Nisan 2017 Pazar

Küçük Ülke Vatikan

Bazilikanın Tepesinden Vatikan Manzarası

Vatikan Roma'nın içerisinde bulunan ve dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip (1,5 kilometrekarelik) ufacık minicik 500 nüfuslu bir ülke. Roma'ya yolunuz düşerse mutlaka bir gününüzü ayırın zira San Piedro Meydanı, Bazilikanın içerisinde bulunan birbirinden değerli rönesansın doğuşunu sağlayan eserler ve Bazilika'nın tepesinden gözüken Vatikan manzarası için değer.

San Pietro Meydanı
Sabah çok erken bir saatte yola düştük. Roma’da birçok yerde saçma sapan küçücük bar tarzında kahve dükkanları var ama daha sokağa adım attığınızda kokusunu alıyorsunuz ve birden kahve gurmesiymişçesine havalı bir şekilde espresso isterken buluyorsunuz kendinizi. İtalya’da kahvaltı diye bir şey olmadığı için (-ki en en en çok sinirimi bozan şey bu oldu sanırım) biz de bu kahvecilerden birisine girip kruvasan ve kahve ile kahvaltı yaptık. Kahve mükemmel ki zaten İtalya’da kahve olayı bir milli mesele haline gelmiş. Venedik’te başlayan kahve akımı zamanla İtalya’nın geneline yayılmış ve İtalya espresso bazlı kahvelerin yaratıcısı haline gelmiş.

Haritadan incelediğimde (-İstanbul'da en az üç aktarmaya alışkın bünyem yüzünden) Vatikan'a yürümek gözümde büyümüştü ancak hiç de zor değil. Vatikan’a doğru yürürken Tiber Nehri’nin diğer yakasına geçiyorsunuz ve köprü seçimi bence burada çok önemli. Biz nasılsa dönerken geçeriz diye meşhur Sant Angelo Köprüsü’nü değil Umberto Köprüsü’nü kullandık.  Roma merkezinden kaptırdık ve yaklaşık 1 saatlik bir yürüyüşün ardından ünlü mimar Bernini’nin tasarladığı San Piedro meydanı tüm ihtişamı ile karşımızdaydı.

Bazilika ve ben (sağdaki ben)

Papa her Çarşamba sabah 10'da konuşma yapmak için ekibiyle (evet ekibiyle) beraber Bazilika'nın önünde oluyor. Şansımıza günlerden Çarşambaydı.(-tamam rehberden okuyup Çarşamba gününe denk getirmiş olabiliriz.) Papa yaklaşık 1 saat konuştu ve konuşması farklı dillere çevrildi. Netice itibariyle bu gözler Papa gördü. (niçin gördü, nasıl gördü, neden gördü?)

Bazilikanın kapıları saat 1’de açılıyordu ve biz de o saate dek San Piedro meydanında, Aziz Pavlus heykelini, Bazilikayı inceleyerek meydanda işaretli bazı noktaların içinde durup sütunlara baktığımızda 4 sütunun tek bir sütun gibi göründüğü noktalarda durup sütunları seyrederek vakit geçirdik.
Bazilika
Bazilika için epey sıra vardı ama içeriyi görmek için değer. İtalya seyahatim boyunca her gittiğim katedralde bu büyüleyici havayı aradım ama sadece Milano Katedralinde yakalamış olabilirim. Tarif etmem imkansız sanırım çünkü gerçekten görmeye değer, buraya bir iki fotoğraf bırakıyorum yalnızca. İçeride ayak kısmı milyonlarca ziyaretçinin dokunması nedeniyle aşınan St Peter heykeli, 150’ye yakın Papa mezarı,  Michaelangelo’nun imzasını attığı tek heykel olan Pieta’yı görebilirsiniz. İnsan neler yapabiliyor hayret. 




Bazilika

Bazilika'nın tepe kısmına çıkış için iki seçeneğiniz var: Asansör ve merdiven. 491 basamağı neredeyse 15 dakika aralıksız bir şekilde çıkarak tepeye ulaşıyorsunuz. Merdivenler sadece tek bir insanın geçebileceği kadar dar ve bazı noktalarda daha da daralıyor (neyse ki ben küçüğüm nımnımnım)
Yerden 137 metre yukarıdan o meşhur Vatikan fotoğrafını çekebilirsiniz.  Uzunca bir süre o muazzam manzarayı panoromik olarak seyrettik ardından Kubbenin göründüğü bir alt kısma indik. Kubbeyi yine Michaelangelo tasarlamış, ömrü yetmediği için de sadece bir kısmını kendi yapmış. Kubbenin altında pizzalarımızı yedik (Evet orada da pizzacı var, imdat!) ve bir süre güneşte oturduk. Bazilika keyfi bittikten sonra zar zor tırmandığımız merdivenleri bir solukta indik. Planımız Vatikan Müzesi'ne girmekti ancak giremedik. O kadar üzgünüm ki bir sonraki Vatikan seyahatim için bu bir bahane oldu diyerek kendimi avutuyorum. 
Castel San Angelo



Son olarak gelirken de gördüğümüz, Cem Sultan'ın esir olarak tutulduğu ve karışık siyasi dönemlerde Papa'ların ikamet ettikleri Castel San Angelo'yu heykellerle donatılmış köprüden fotoğrafladık. Köprüden görünüşü gerçekten çok etkileyici ancak Vatikan telaşı ile çok da hakkını verebildiğimizi düşünmüyorum bu güzel kalenin. 


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder